26 Şubat 2013 Salı

Hayvanlar Sağlıksız Beslenirse..


    Merhabalar, sıradaki yazmak istediğim konu sosyal medyanın gücü hakkında olacaktı fakat bugün üniversite temsilciliğini yaptığım 'Düşün Taşın' derneğinin facebook sayfasında paylaştığı bir video bu konuyu ertelememe neden oldu ;) Bahsettiğim 'Hayvanlar Sağlıksız Beslenirse' adlı videoyu yazımın sonunda hemen burada paylaşacağım.

    Videoyu ilk izlediğimde her zaman zaten gözlerimizin önünde olan obezite gerçeğini bir kez daha hatırlamış oldum fakat yazmama neden olan asıl şey Amerika'da yaşayan ve bir anne olan arkadaşımın videoyu izlemesi üzerine yaptığı yorumlar.. Video aslında hayvanların balon gibi şişmeleri üzerine yapılmış ve ilk izlendiğinde aa çok tatlılar demekten alamıyor insan kendini belki bu, apaçık karşımızda duran obezite gerçeğinden bahsetmek istemiyo olmamızdandır ki arkadaşımın da yaptığı ilk yorum o this is cute oldu :) Muhabbetimiz insanlara geldiğinde o da bu gerçeğin farkında fakat tam olarak ne yapılacağını bizim gibi o da pek bilemiyor malesef. Çocuklarının fastfood yemelerini durduramayacağını düşünüyor çalışan bir anne olarak fakat bu durumdan da bir hayli rahatsız olduğunu hissediyorum. Türkiye'ye baktığımızda da durum çok farklı değil malesef. Test ve tost gençliği dediğimiz gençlerimiz özellikle tehlike altındalar, etrafımız o kadar sarılı ki ne oldukları belirsiz yiyeceklerle çoğu zaman yemek zorunda kalıyoruz. Kolay erişilebilirliğin yanı sıra, tüketimin kolay olması ve tabı ki ucuz olması da çok büyük etken.

     Obezite genetik olarak aktarılmasının yanı sıra çevresel faktörlerden etkilenmesiyle de ortaya çıkabiliyor. Çocuğun besin alımının, bebeklik dönemindeki beslenme alışkanlığı ile şekillendiği, ebeveynin beslenme özelliklerinin ve aile çevresinin obeziteye neden olabileceği yapılan çalışmalarda bulunmuştur. Bebeklerimizi yumuk yumuk olacak diye tombiş tombiş yapmayalım ( çok tatlı oluyolar ama... ;)) çünkü erişkinlerin büyük çoğunluğunda obezite başlangıcının çocukluk çağlarına uzandığı bilinmektedir.

     En başta bahsettiğim videoyu paylaşırken upuzun sağlıklı, hayırlı, mutlu ve huzurlu bir ömür diliyorum tüm insanlık için ;)


http://www.facebook.com/photo.php?v=10151446945254836&set=vb.337323483926&type=2&theater

21 Şubat 2013 Perşembe

Neden Yetki Hep Yetişkinlerdedir?


     

       Bu hafta okulum başladı, kitaplarımı almak için kitapçıya gittiğimde gözüme bir kitap takıldı ve almadan edemedim. Küçük insanlardan büyük sorular hayli mühim insanlardan basit cevaplar kitabın adı ve minik kardeşlerimizin akıllarına takılan sorulardan ve alanında uzman kişiler tarafından verilmiş basit cevaplardan oluşuyor kitap. Bizlerin de küçükken sorduğu ve bazılarının cevaplarını alamadığı birçok konuları bulabileceğimiz ve bize de yöneltilen ve yöneltilecek birçok konuda nasıl kolay ve miniklerimizin anlayacağı dilde açıklayabileceğimizi öğrenebileceğimiz bir kitap gibi duruyor karşımda.

       Şuan okuduğum başka bir kitap olmasına rağmen ki o kitap bitmeden başkasına başlamazdım normalde dayanamayıp başladım okumaya. Soru şu; neden yetki hep yetişkinlerdedir? Yazar ve oyuncu Miranda Hart yanıtlamış bu soruyu..Bu soru muhtemelen hemen her çocuğun özellikle ergenlik dediğimiz o ilginç ve çok özel dönemde sorduğu, dert yakındığı ve hatta sıkıntı çektiği bir konu. Ama şu da bir kesin aynı sorunları yaşayan bizler yetişkin olduğumuzda aynı sorunları yaratan bizler oluyoruz.. Kim var ki kardeşinin ya da çocuğunun üzerinde bir yetki kurmamıştır ya da kurmak istememiştir? Hatta sokakta oynayan miniklerimize bile karışır olduk zamanında sokakta top oynadığı için üzerine su dökülen bizler olarak... Çok daha somut hisseden bu minik kalpler biz yetişkinlerin yaptığı bunca karmaşık davranışları ve kendimizin bile zaman zaman kendimizi çözemediği bizleri nasıl anlayabilsinler ki? Fakat her zaman bir deneyim, tecrübe yaşamışlık laflarını tekrar tekrar önlerine sürerek başka bir yetki kurmaya çalışıyoruz. Peki onlar nasıl bu kavramları yaşayacaklar? He tabi söylenen başka bir söz daha var; "günün birinde siz de yetişkin olduğunuzda, tam olarak ne demek istediğimi anlayacaksın". Yetişkin olduğunda zaten şimdi yaşadığı sorunları kalmayacak ve tabi yetişkinlerden böyle gördüğü için kendisi de bizler gibi bir yetişkin olacaktır, çok doğru...Yazarın dediklerine zıt şeyler söylüyorum evet ama hissettiklerim, yapmak istediklerim bunlar her ne kadar zaman zaman normal bir yetişkin olsam da..  Yazımın sonunda hadi yazarla aynı fikre geleyim. Bizlerin aslında unuttuğu ya da rafa kaldırdığı bazı değerleri tekrar gözden geçirmesidir ihtiyacı olan belki de. Biz yetişkinler ne kadar zamanımızı miniklerimize ayırıyoruz, onlarla zaman geçirip onların düşüncelerini ve hissettiklerini öğreniyoruz? İkinci olarak; bizler başkalarının kendileri hakkında ne düşündüklerini ne kadar bir kenara koyabiliyoruz ve sadece kendileri gibi olmalarını ve cesurca hayallerinin peşine düşmeleri gerektiğini hatırlatıyoruz? Aksine kendi düşündüklerimizi kabul ettirmeye mi çalışıyoruz? Son olarak da ne kadar her günü doyasıya yaşamaları, şu anın tadını çıkarmaları ve yarın için bugünden endişelenmemeleri gerektiği öğüdünü söyleyebiliyoruz yarış atı gibi davrandığımız ve bilmem kaç yıl sonrasının hesabını şimdiden yaptırdığımız miniklerimize...

18 Şubat 2013 Pazartesi

Bir diğer kaligrafi çalışmam sizlerle ;)
Ve Usulca Fısıldadı Zaman: " BANA BIRAK!"...



17 Şubat 2013 Pazar

'DÜŞÜN TAŞIN DERNEĞİ' 2. Genel Kurulu ve 3. Yıl Kutlaması...

     Merhaba Arkadaşlar! Bugün üniversite temsilciliğini yürüttüğüm Düşün Taşın Derneği' nin 2. Genel Kurulu ve 3. yıl kutlamasını tüm dostlarımızla Titanic Business Hotel Europe da gerçekleştirdik. Kendisini genç "DÜŞÜN"ürlerin oluşturduğu, yeni dünyalara "TAŞIN"ma derneği olarak tanımlayan, 3 yıl gibi kısa bir sürede onlarca projeye imzasını atmış, çeşitli ödüller almış ve yeni fikirlere, yeni dünyalara kapılarını ardına kadar açan 'DÜŞÜN TAŞIN DERNEĞİ', elde ettiği birikimler ve deneyimlerle bütün kendisini sevenleri içine alarak, 'biz olarak' emin adımlarla yeni ufuklara, yeni dünyalara yürümekte.. 

     Bugünden bahsetmek gerekirse; bir yıldır birlikte olduğum 'DÜŞÜN TAŞIN' bugün, ilk tanıdığım DÜŞÜN TAŞIN'dan oldukça farklı en azından benim gözümde. İtiraf etmek gerekirse Düşün Taşın' a gelme sebebim ilk olarak değişimin dönüşümün kendimden başlatmak istememdi çünkü malesef okuduğum bölümüm gereği (Yönetim Bilişim Sistemleri bölümü öğrencisiyim e tabi lisede de bilgisayar teknolojileri bölümü öğrencisiydim;)) kitap okuma ve okuduğum kitap üzerine Düşünme Taşınma konusunda bir hayli uzaktım. Ama sonra gördüm ki Düşün Taşın bana kendimi geliştirmek bir yana, diğer insanlar için de bir şeyler yapabilme imkanı verdi. E ben sözde bugünü anlatacaktım :)) Düşün Taşın deyince söyleyecek çok fazla şey geliyor aklıma ;) 



     Mekana vardığımızda gördüm ki büyük bir organizasyon bekliyormuş bizi, bizlere verilen değeri iliklerime kadar hissetmiş bulunmakla birlikte acaba ben bu değeri vermedim mi  diye de kendimi sorguladım çünkü gayet şık giyimli dostlarımıın arasında baya renkli kaldım :)) 
Etkinlik başladı ve çok sevdiğimiz çok değerli İsmail Bey ve Hilal Hanım o sıcacık ve samimi karşılamalarıyla hepimizi etkileri altına aldılar ;) 



       Düşün Taşın'ın geçmişini, katedilen yollar, yapılanlar, yapılmak istenenler vs. kısacası Düşün Taşın' ı derneğin kurucusu olan Selim Çavuş' tan dinledik. Benim gibi kova burcu olan idol aldığım insanlardan birisi kendisi, yeniliğe her zaman açık, yeni adımlar atmaya yürümeye başlayan bir bebeğin heycanıyla ve mutluluğuyla hevesli, heyecanlı ve de emin..



       Sonrasında 3iki1 Outdoor genel kordinatörü Fatih Özmen takım çalışması konusunda çok eğlenceli bir sunumun yanı sıra bizim de dahil olduğumuz küçük oyunlarla biraz farkındalık yarattık diyelim. "Önyargı ikiden sonra üçün geleceğini bilmektir." sözü akılda kalacak ve hayatımıza yöne verebilecek bir öğüt olsa gerek..




      Ve tabi kahve kurabiye arası ;) Burada da boş durmadık tabi, dostlarımızla hoş sohbetlerimize devam ettik.


     E o kadar gelmişiz kendimizi tanıtmadan olmaz dimi ;) yaptıklarımızdan, yapabileceklerimizden,hissettiklerimizden kısacası bizden bahsettik uzun uzun. Heycandan ne söyledim şuan hatırlamıyorum itiraf etmek gerekirse ;) ama böyle bir ekibin karşısında konuşmak da zor tabi ;)

    Veeee pastamız da geldi, hepberaber üfledik, yeni umutlarda, yeni dünyalarda, yeni projelerde tek yürek ve tek vücut olmak dileğimizle...



Toplu foto da çektirdik tabi o eksik olur muu toplanmışız o kadar ;) Dedım ya renklı kaldım baya aralarında diye neyse Esra ablamla uyumu sağlamışız ;)

16 Şubat 2013 Cumartesi

..:Kaligrafi:..

          İlk paylaşımımı üzerinde çalıştığım ve kendimi geliştirmek istediğim kaligrafi sanatı için yapmaya çalıştığım denememle yapacağım (bozukluklar var malum deneme affola ;) ) saygılar..



15 Şubat 2013 Cuma

Fırından Yeni Çıktı ;)

        Değerli arkadaşlarım!.. Elimden geldiğince naçizane paylaşımlar yapacağım, çeşitli konularda denemelerimin ve sözlerimin yer alacağı, gezip gördüğüm yerler hakkında resimlerle destekli yorumlarımın olacağı, derslerle ve hocalarla ilgili duyuruların bulunacağı ve tabi ki sizlerin de yorumlarınızla dahil olabileceği (ki arzuladığım en önemli bölüm ;)) ve şu an aklıma gelmeyen birçok paylaşımların olacağı sizlerle bir bütün olacağımız blog sayfam sizlerle... E tabi bu yazıyı sayfayı kurar kurmaz yazdığım için de şuan yapım aşamasında ;) Bekleyin anacım :)) Sevgiler...